kent hayatı erken yaşlandırıyor!
Şehir Hayatının Cildimize Yansıması: Kent Yaşlanması Nedir?
Şehirde Yaşamak Cildimizi Nasıl Yaşlandırıyor ve Kirlilikten Nasıl Korunabiliriz?
Modern kentlerde yaşamanın birçok avantajı olsa da dezavantajları da hayli fazladır. Bunlardan en kıymetlisi, kentte yaşayanların ciltlerinin, kırsal bölgede yaşayan bireylere nazaran daha fazla kirliliğe maruz kalmasıdır. Kent havası, epey fazla kimyasal, fizikî ve biyolojik toksin içermektedir ve saf ve pak olmaktan çok uzaktır.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. İhsaniye Dönmez Çiçek, kent hayatının cilt üzerine tesirleri hakkında değerli bilgiler paylaştı. “Özellikle egzozdan yayılan kimyasal toksinler, duman, aşıt, küf, polen, ağır metaller, endüstriyel atıklar, pestisitler ve herbisitler, hatta dijital teknoloji bile mikroskobik boyutlarda atmosferi kirletir. İçilen sigara dumanları, kullandığımız paklık eserleri, giydiğimiz kıyafetlerin içeriğindeki dokumacılık ve boya unsurları üzere pek çok faktör, kent hayatında cildimizin daha erken yaşlanmasına sebep olur. İşte bu duruma “şehir yaşlanması” denir” dedi.
Uzm. Dr. İhsaniye Dönmez Çiçek, “Yukarıda sayılan faktörler, cildimizin üzerinde yalnızca bir katman oluşturmakla kalmaz, birebir vakitte cilt üzerindeki küçük porlardan, gözeneklerden ve kılların çıktığı noktalardan derimizin altına ve kan dolaşımımıza da girerek organlarımıza ve genetik kodlarımıza, DNA’larımıza ziyan verir. Buna oksidatif gerilim denir. Bu duruma kronik olarak maruz kaldıkça, DNA’larımızda kırılmalar oluşur, derimizdeki kolajen ve lipitler parçalanır ve cildimizin kollayıcı bariyer katmanı bozulur. Sonuç olarak, cildimizde nem kaybı, esneklik ve sıkılık kaybı, siyah noktalar, lekeler ve kırışıklıklar artar. En sonrasında ise cilt kanseri üzere oluşumlar görülebilir” açıklamalarında bulundu.
Şehir Ömrünün Zararlarından Nasıl Korunabiliriz?
Peki, kentte yaşamak zorundayız. Bu ziyanlardan korunmak için neler yapmamız gerektiğini daima birlikte inceleyelim.
- İyi bir temizlik
Cilt paklığı, yalnızca rastgele bir sabun yahut suyla yapılan bir süreç olarak anlaşılmamalıdır. Bilhassa sabahları nemlendirici sürmeden evvel, güneş gözetici uygulamadan evvel hassas bir temizleyiciyle cilt temizlenmelidir. Akşamları ise meskene geldikten sonra, gün içinde biriken yağ, kir, meyyit hücreler, makyaj ve güneş gözetici kalıntılar üzere faktörlerden arınmak için daha derin bir temizleyici kullanılmalıdır. Yağlı cilde sahip olanlar, daha güçlü bir temizleyici tercih etmelidir. Ayrıyeten, kimi bireyler için mekanik ya da elektronik yüz fırçaları da paklık sürecine yardımcı olabilir. Bu sürecin akabinde, doğal bir gül suyu tonik ile cilt sakinleştirilebilir ve geride kalan kirleri son bir temizleme kademesi olarak temizlemek yararlı olacaktır.
- Cildin nemlendirilmesi
Cildin bariyerinin bozulmasıyla oluşan kurulukların önlenmesi ve cildin neminin tekrar kazandırılması, yaşlanma sürecini geri atmada tesirli olacaktır. Bunun için bilhassa hyaluronik asit, panthenol, seramidler üzere faal bileşenler içeren ağır nemlendiriciler tercih edilebilir.
- Mutlaka antioksidan kullanımı
Yukarıda bahsettiğimiz üzere, özgür radikaller oksidatif gerilimi oluşturarak yaşlanma sürecinde kilit rol oynar ve bilhassa DNA’mıza ziyan verirler. Bu ziyanları lekeler ve ince çizgiler halinde görebiliriz. Antioksidanlar, bu tahrip edici tesirleri azaltarak cildin korunmasına katkıda bulunurlar. En kıymetli antioksidanlar ortasında C ve E vitaminleri, alfa lipoik asit, selenyum üzere mineraller, resveratrol, likopen, yeşil çay ve üzüm çekirdeği üzere bitkisel içerikler yer alır. Bu hususların günlük olarak kullanılması, cildi müdafaa altına alırken dışarıdan derideki ziyanları minimize eder. Ayrıyeten, koyu renkli meyveleri, yeşil yapraklı ve taneli zerzevatları tüketerek içsel olarak antioksidan takviyemizi güçlendirir, böylelikle cildin tam onarma potansiyelini artırabiliriz.
- Ultraviyole ışığından korunma
En az SPF 30 ve çoklukla mineral esirgeyici içeren güneş kremlerinin kullanımı, güneşin derimizde oluşturduğu kimyasal tesirleri ve esirgeyici tabakamızın aşınmasını engelleyecektir. Bu cins güneş kremleri, cildi ziyanlı UV ışınlarından koruyarak erken yaşlanma belirtilerinin ve cilt hasarlarının önüne geçer.
- Sağlıklı beslenmeye ihtimam göstermek
Şehir hayatında fast food ve işlenmiş besinlere eğilim artabilir. Bu nedenle, antioksidanlar, vitaminler ve mineraller açısından güçlü taze meyve ve sebzeler ile sağlıklı yağlar tüketmeye itina göstermek değerlidir. Omega-3 yağ asitleri, avokado, C vitamini ve çokça antioksidan içeren besinleri sıkça tüketmek, yaşlanmaya karşı hami bir tesir sağlayacaktır.
- Bol su tüketimi
Bol su tüketimi, cildimizin nem istikrarını muhafazasına yardımcı olur ve toksinlerin bedenden atılmasını sağlar. Nizamlı su içmek, cildin sağlıklı ve canlı kalmasına katkı sağlar.
- Stresten kaçınma
Özellikle antrenman, gerilimi önlemede epeyce tesirli bir formüldür. Meditasyon ve yoga üzere etkinliklerle gerilime karşı dayanıklılığımızı artırmalı, zihinsel ve fizikî sıhhatimizi korumalıyız.
- Dışarıda geçirdiğimiz saatleri kısıtlamak
Özellikle kirliliğin ağır olduğu saatlerde dışarıda olmamaya ve çok kalabalık yerlerde uzun müddet bulunmamaya dikkat etmek, bizi bu çeşit negatif tesirlerden koruyacaktır.
Peki, kaçınmamız gereken şeyler nelerdir?
1. Cildinizi Çok Yormayın:
– Fazla aşındırıcı cilt eserleri, cildinizi tahriş edebilir ve daha hassas hale getirebilir. Sert peelingler ve kimyasal içerikli eserler kullanmamaya itina gösterin.
– Cildinizi daima ovuşturmak yahut çok yıkamak, cilt bariyerini zayıflatır
2. Gece Makyajla Uyumayın:
– Gece makyajla uyumak, cildin doğal yenilenme sürecini pürüzler. Makyajınızı her gece kesinlikle temizleyin. Cilt nefes almalı ve kendini yenileyebilmelidir.
3. Daima Aynaya Bakıp Ciltteki Değişimleri Denetim Etmeyin:
– Daima ciltteki minik değişiklikleri izlemek, tasa yaratabilir ve gerilim düzeyini artırabilir. Cilt bakımı yaparken sabırlı olun ve değişimlerin vakitle gerçekleşeceğini unutmayın.
4. Sigara ve Alkol Tüketiminden Kaçının:
Sigara ve alkol, cildin yaşlanma sürecini hızlandıran ziyanlı alışkanlıklardır. Sigara, kan deveranını engelleyerek cildin oksijen almasını zorlaştırır, alkol ise cildin su kaybetmesine neden olabilir. Bu alışkanlıklardan kaçının.
5. Cilt Eserlerini Kendi Başınıza Değiştirmeyin:
– Her cilt farklıdır. Cildinize düzgün gelen bir eser yerine, yeni ve tanınan olanları denemek, cildinizin reaksiyon vermesine neden olabilir. Eser değişimlerinde dikkatli olun ve gerekiyorsa bir dermatologdan yardım alın.
6. Kâfi Uyku Almaya İtina Gösterin:
– Uykusuzluk ciltte solgunluk, kırışıklıklar ve sivilce üzere sorunlara yol açabilir. Geceleri kâfi uyku almak, cildin kendini onarması ve yenilemesi için önemlidir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı